MASTAR
mastar
- rastlamak
BILDIRME
şimdiki zaman
- rastlıyorum
- rastlıyorsun
- rastlıyor
- rastlıyoruz
- rastlıyorsunuz
- rastlıyorlar
geniş zaman
- rastlarım
- rastlarsın
- rastlar
- rastlarız
- rastlarsınız
- rastlarlar
dili geçmiş zaman
- rastladım
- rastladın
- rastladı
- rastladık
- rastladınız
- rastladılar
şimdiki zamanın rivayeti
- rastlıyormuşum
- rastlıyormuşsun
- rastlıyormuş
- rastlıyormuşuz
- rastlıyormuşsunuz
- rastlıyormuşlar
geniş zamanın rivayeti
- rastlarmışım
- rastlarmışsın
- rastlarmış
- rastlarmışız
- rastlarmışsınız
- rastlarmışlar
şimdiki zamanın hikayesi
- rastlıyordum
- rastlıyordun
- rastlıyordu
- rastlıyorduk
- rastlıyordunuz
- rastlıyordular
mişli geçmiş zamanın hikayesi
- rastlamıştım
- rastlamıştın
- rastlamıştı
- rastlamıştık
- rastlamıştınız
- rastlamıştılar
mişli geçmiş zamanın rivayeti
- rastlamışmışım
- rastlamışmışsın
- rastlamışmış
- rastlamışmışız
- rastlamışmışınız
- rastlamışmışlar
mişli geçmiş zamanın geleceği
- rastlamış olacağım
- rastlamış olacaksın
- rastlamış olacak
- rastlamış olacağız
- rastlamış olacaksınız
- rastlamış olacaklar
şartın hikayesi
- rastlasaydım
- rastlasaydın
- rastlasaydı
- rastlasaydık
- rastlasaydınız
- rastlasaydılar
şartın rivayeti
- rastlasaymışım
- rastlasaymışsın
- rastlasaymış
- rastlasaymışız
- rastlasaymışsınız
- rastlasaymışlar
gelecek zaman
- rastlayacağım
- rastlayacaksın
- rastlayacak
- rastlayacağız
- rastlayacaksınız
- rastlayacaklar
gelecek zamanın hikayesi
- rastlayacaktım
- rastlayacaktın
- rastlayacaktı
- rastlayacaktık
- rastlayacaktınız
- rastlayacaktılar
gelecek zamanın rivayeti
- rastlayacakmışım
- rastlayacakmışsın
- rastlayacakmış
- rastlaacakmışız
- rastlayacakmışsınız
- rastlayacakmışlar
gelecek zamanın şartı
- rastlayacaksam
- rastlayacaksan
- rastlayacaksa
- rastlayacaksak
- rastlayacaksanız
- rastlayacaksalar
GEREKLILIK
gereklilik
- rastlamalıyım
- rastlamalısın
- rastlamalı(dır)
- rastlamalıyız
- rastlamalısınız
- rastlamalı(dır)lar
gerekliliğin hikayesi
- rastlamalıydım
- rastlamalıydın
- rastlamalıydı
- rastlamalıydık
- rastlamalıydınız
- rastlamalıydılar
gerekliliğin rivayeti
- rastlamalıymışım
- rastlamalıymışsın
- rastlamalıymış
- rastlamalıymışız
- rastlamalıymışsınız
- rastlamalıymışlar
EMIR
emir
- rastla
- rastlasın
- rastlayalım
- rastlayın(z)
- rastlasınlar
ŞART
şart
- rastlasam
- rastlasan
- rastlasa
- rastlasak
- rastlasanız
- rastlasalar
şimdiki zamanın şartı
- rastlıyorsam
- rastlıyorsan
- rastlıyorsa
- rastlıyorsak
- rastlıyorsanız
- rastlıyorlarsa
geniş zamanın şartı
- rastlarsam
- rastlarsan
- rastlarsa
- rastlarsak
- rastlarsanız
- rastlarsalar
dili geçmişin şartı
- rastladıysam
- rastladıysan
- rastladıysa
- rastladıysak
- rastladıysanız
- rastladıysalar
mişli geçmişin şartı
- rastlamışsam
- rastlamışsan
- rastlamışsa
- rastlamışsak
- rastlamışsanız
- rastlamışsalar
DILEK
dilek
- rastlayayım
- rastlayasın
- rastlaya
- rastlayalım
- rastlayasınız
- rastlayalar
dileğin hikayesi
- rastlayaydım
- rastlayaydın
- rastlayaydı
- rastlayaydık
- rastlayaydınız
- rastlayaydılar
dileğin rivayeti
- rastlayaymışım
- rastlayaymışsın
- rastlayaymış
- rastlayaydılar
- rastlayaymışsınız
- rastlayaymışlar